
Türkiye’nin 1923’te üzerine inşa edildiği etnik formül, Osmanlı’dan devraldığımız kompleksler, katı Sünnilik, bir türlü demokrasiyi özümseyememe...
Milliyet gazetesinde “Türkiye Türklerin midir?” başlıklı makalesinde Metin Münir: “Sünni Türkler bu ülkenin gerçek sahibi addediyorlar kendilerini. Rejimin bekçileri onlardır. Ülkenin kremasını onlar yiyor. Bal tutup parmağını yalayanlar da onlardır” diye vurguladı, ve ekledi:
“Diğerleri, Kürtler ve Aleviler, onların verdiğiyle yetinmek zorunda.
Diğer diğerleri, yani Rumlar, Ermeniler, Museviler -Kaç tane bıraktık onlardan?- daha da kötü durumda. Onlar Osmanlı’nın azınlıklara gösterdiği kibirli hoşgörünün sınırındaki göçmen kamplarında yaşamak zorundadırlar.
Osmanlı kendini yönetici, yani üstün; onları yönetilen, yani ikinci sınıf olarak görüyordu. Biz de.
Sorun da çözüm de kafalarımızdadır.
Hükümetin yeni Kürt açılımından, eğer buna açılım denebilirse, özlü bir şey çıkmayacak. “Bir gıdım daha verme” operasyonundan ileri gidemez.
Çünkü ülkemizdeki yönetim kadrosunda, hâlâ, aynen Osmanlılarda olduğu gibi, “Ben senden üstünüm, sen benim verdiğimle yetinmek durumundasın” anlayışı hâkim. Lafta eşitlik”[…]
Devamını okumak için tıklayın
Cok guzel yazdiniz tamamiyla katiliyorum tebrik ederim