
Bir belediye başkanından iki ülke arasındaki siyasi konularla ilgili konuşmalar beklemezsiniz
Vatan gazetesi Pazar eki İsrail Büyükelçisi Gabby Levy ile ilginç bir röportaj yayınladı:
“Türkiye- İsrail ilişkileri malum son dönemde keskin virajlardan geçiyor. Hiç beklenmedik anda “kriz” patlıyor. “One Minute” olayını geride bıraktığımızı düşünürken Rize Belediye Başkanı Hilmi Çakır’ın İsrail Büyükelçisi Gabby Levy’e gösterdiği ’misafirperverlik’ gazete sayfalarında “one minute vakası” olarak yer buldu. Tatbikat gerginliği, Ayrılık dizisi, yumurtalı protesto… Say say bitmez. Kimilerine göre Türkiye’de anti-semitizm artıyor.”
İsrail Büyükelçisi’yle bu konuları konuşmak üzere Elif Ergu, Yazıişleri Müdürü Güney Öztürk’le beraber Ankara’ya gitti ve söyleşi gerçekleşti: Alıntılar:
“[…] Ankara’ya geldikten sonra şunu anladım. Türkiye sadece İstanbul ve Ankara değil. Bunu düşünmek çok yanlış. Türkiye hakkında çok şey öğrenmek için gezmek lazım. Biz de hanımla hep geziyoruz. Geçen hafta da birlikte Karadeniz’e gittik. Gümüşhane, Trabzon, Rize’yi gezdik. […] Çok pozitif temaslar da vardı, bunlar yansımadı. Sadece Türkiye’de değil başka ülkelerde de eleştiri alabiliriz. Ama Rize Belediye Başkanı’yla (AK Partili Halil Bakırcı) olan farklı bir şeydi. Çok dürüst biri değildi. Bunu sonradan anladım. Biz normalde protokol gereği ilk valiyle, sonra belediye başkanı, rektörle vs. görüşürüz. Bir gün öncesinde ofisime telefon geldi, Belediye Başkanı’nın ilk sırayı almak istediği söylendi. Bize masum bir istek gibi geldi. Ama değildi. Önce vali sonra belediye başkanı olmalıydı. Ayrıca görüşmelerin küçük bir bölümü basın önünde yapılır, o da öyle olmadı. Toplantının tamamına yakını kalabalık bir basın mensubunun önündeydi. Açıkçası Belediye Başkanı’ndan Türk misafirperverliğini görmedik. Bir belediye başkanından iki ülke arasındaki siyasi konularla ilgili konuşmalar beklemezsiniz ama çok da şaşırmadım, böyle şeyler olabiliyor.[…] Her zaman Türk-İsrail ilişkileri inişli çıkışlı olmuştur. Ama Türkiye’de anti-semitizm olup olmadığını bilmiyoruz. İstanbul’daki ve diğer yerlerdeki Yahudi cemaatleriyle görüşüyorum, bir tedirginlik var, farkındayım.[…] Fark edilebilir bir şekilde, açık biçimde bir şey yok. Ama tedirginliği hissettim. Musevi cemaatinin çok endişeli olduğunu hissettim. Yalnızca buradaki akrabalarımla değil, Hahambaşıyla da görüştüm. Şaşırmıyorum aslında… Televizyonu izlediğimde, gazeteleri okuduğumda İsrail’e karşı protestoları görüyorum. İstiklal Caddesi’ne gidiyorum bir dükkan… Üzeri grafiti ile karalanmış “Buradan almayın sahibi Yahudi” diye… Eskişehir’de STK temsilcilerinin katıldığı bir gösteri… Fotoğraflarına bakıyorum ellerinde, “Museviler, Ermeniler ve köpekler dışarı” pankartları var. Antalya’da bir mağaza… Üzerinde “İsrailli turistler buraya giremez” yazılı. Bunlar tabii ki insanı endişeye sevk ediyor. […]”
Röportajın tamamını okumak için tıklayın: Vatan Pazar
Fethi Guney- ne demek istiyorsun Siyonist Buyukelcisi diyerek ? Burada soz konusu olan ulkenin ismi Israel. Yoksa tarih derslerini okumadin mi 62 senedir?
Nereye gitsin istedin buyukelcinin, yoksa ulkende sinirlar kapalimi sehirler arasinda?
Sen ne curetle bu sekilde edepsiz bir lisan ile konusabiliyorsun gazetede yorum yaparken? Annen biber koyar agzina sonra, bosuna kufur etme.
Cok merak ettigim bir kelime daha var- NE DEMEK SIYONIST…
Oha
Rizede, Trabzonda ne b.k işin var. Ne sıfatla gidiyorsun oralara terbiyesiz, arsız ve pervasız eki Siyonist Büyükelçiye az bile yapmışlar