Cumhuriyet gazetesinde, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’den Prof. Dr. Metin Kale, Şalom‘da yayımlanan İzmir kaynaklı bir habere çattı. “Lozan’da Ermenilerin ve diğerlerinin avukatlığını üstlenen Siyaset Batısı geriletilmiş ve Türklerin Anadolu’yu parçalatmayacakları anlaşılmıştır”, vurgulaması yapan öğretim üyesi “Milliyetçi” çizgide sert eleştirisini şu şekilde dile getirdi:
“Müttefikler Türkiye’de yapay olarak bir Müslüman azınlık yaratmaya çalıştılar. Bu konuda tutumumuz açık ve kesindi. Savaş sonu imzalanan diğer barış anlaşmalarında öngörülen bütün azınlık hakları Türkiye’de Müslüman-olmayan azınlıklara tanınıyordu, Müslüman azınlık kavramı ise kesinlikle reddedildi. Böylece Lozan’da, Türkiye’de bir Müslüman azınlık bulunmadığı, anlaşmanın metninde ve ruhunda böyle bir kavramın olmadığı kabul ettirildi. Azınlıklara ilişkin olarak sadece “gayrimüslim ekalliyetlere mensup Türk tebaası” söz konusu edilmiştir. Bunlar da Türkiye’de yaşayan ‘Rumlar, Ermeniler ve Museviler’dir. Türkiye’de Müslüman azınlığın bulunmadığının onaylanması ulusal bütünlüğün de onaylanması demektir. Durum bu şekilde benimsenmiş iken, bir siyaset adamı 16 Haziran 2010 günü İzmir Musevi Cemaati Yönetim Kurulu ile Swiss Otel’de bir sohbet toplantısı yaptı. Musevi Cemaati’nin yayın organı Şalom’un verdiği bilgiye göre konuşmasının devamında şunları söyledi: “Azınlık ve gayrımüslim terimlerini beğenmiyorum. Bu ülkede kimin köklerinin daha eskiye dayandığı araştırma konusudur. Dolayısıyla, kimin azınlık kimin çoğunluk olduğu bilinemez” sözleriyle ulusal bütünlüğü zedeleyen ve Lozan’ın ruhuna aykırı, talihsiz beyanlarda bulunmuştur. Bu sözler geniş kitleleri incitmiş ve derinden yaralamıştır.”
Tartışma
Henüz yorum yapılmamış.