Sosyal medyada geçtiğimiz günlerde açılan “#AkSilahlanma” başlığına birçok mesaj atıldı. Odatv’de yer alan habere göre, AKP’ye yakın hesaplardan sosyal medyada yapılan silahlanma çağrısı dikkat çekiyor. Son günlerde özellikle sosyal medyada yer alan çağrılarda Ak Gençlik’in silahlanarak milis güçleri oluşturması gerektiği ifadeleri yer aldı. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek de silahlanma iddialarını doğruladı. Kendisinin Osmanlı Ocakları 1453 Genel Başkanı ve Ümmet Ocakları kurucu Genel
Başkanı olduğu söyleyen Emin Canpolat kendi Twitter hesabından “Bizimle hareket eden tüm kardeşlerimize duyurumuzdur. Vatan için Bayrak için Erdoğan için silahlanın” çağrısında bulundu. Ülkede paranoyak çalkalanmalar yoğunlaşırken VAkit gazetesi “AKrejim Makamları”na ” Siyonist İsrail ‘Ajanı’ Rafael Sadi“yi ortalığı velveleye vererek ihbar etmeye gerek gördü:
“Ülkemizi tanklarla, tüfeklerle, terör örgütleriyle her türlü ayak oyunları ile işgal edemeyen güçler medya üzerinden yürüttüğü algı operasyonunu tüm yönüyle sürdürüyor. Bu kapsamda son günlerde en çok parlatılan isimlerden birisi de Siyonist İsrail ‘Ajanı’ Rafael Sadi…”
İsrael’e yıllarca önce göç eden Türk Yahudisi Rafael Sadi AKrejim yayın organınca: “Rafael Sadi, Türkiye doğumlu bir İsrailli… ‘Tercüman’ adı altında MOSSAD’a çalışan bir ajan” şeklinde komplo teorilerine malzeme edilmeye çalışılıyor. Gazeteye göre “Aslında problem şahsın ‘Yahudi’ olması değil. Yahudilik ve Siyonizm bambaşka kavramlar.” Cehaletin abidesi olma yolunda kararlı Akit gazetesi, Siyonizmin, Yahudi Milliyetçiliği olduğunu hasıraltı ederek; “Bu kapsamda Sadi işgal rejimi adına kritik görevleri gerçekleştiren bir ‘Siyonist Uşağı’…” kılıfına uyduruyor ve ekliyor:
“Her fırsatta kendisini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sınıf arkadaşı tanıtan Rafael Sadi tam bir Türkiye ve İslam düşmanı olduğu gibi Siyonist uşağı.
“Yetkili Makamlara ve Örgütlere” hedef gösterme muhbirliğinde uzmanlaşan alaturka İslamcılık propaganda organı eski Vakit, yeni Akit son paragrafında baklayı ağzından çıkarıp tehditi savuruyor:
“Asıl soru ise şu: Bu adam ve bu adama iş tutturanlar nasıl oluyor da bu denli rahat hareket edebiliyor. Yani bu ajanlık faaliyetine sorumlu makamlar neden göz yumuyor?”
Öte yandan Cumhuriyet’e göre VAkit gazetesi yazarı Abdullah Dilipak ve Melih Gökçek’in de destek verdiği çağrılar son günlerde Twitter’da açılan ‘AkSilahlanma’ başlığı üzerinden tüm hızıyla devam ediyor. AKP taraftarlarının silahlanacağı konusu uzun süredir tartışılıyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, darbeye karşı ruhsatlı silahın önünün açılacağını söylemişti. Daha sonra Twitter’da #AkSilahlanma başlığı açıldı. Kısa sürede gündemin birinci maddesi oldu. AKP’liler, “FETÖ’cülerin yalanı ve algı operasyonu” diyerek başlığa tepki gösterse de, silahlanma çağrılarını yalanlayan, resmi bir açıklama henüz gelmiş değil. Başlığı açan @jeansBiri adlı hesabın FETÖ’cü olduğunun kanıtlandığı, başlık üzerinden AKP’li gibi görünen sahte hesaplarla provokatif tweet’lerin atıldığı belirtildi. O tweet’lerden bazıları şöyle: “Ak milisler hazır REİS vur de VURALIM öl de ÖLELİM. Vatanı satılmış asker ve polise bırakmayız. Musul’a gireriz. Halep’e de gireriz.”, “AKgençlik, AKmilisler hazırlanıyor. Kanımızın son damlasına kadar buradayız. Şehitlik hedefimizdir…”
AKP’nin silahlı milisi gibi hareket eden Osmanlı Ocakları 1453, 15 Temmuz FETÖ’nün darbe girişiminin ardından yaptığı silahlanma çağrısı ile bir kez daha gündemde. Emin Canpolat, geçen günlerde sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı çağrıda, “Bizimle hareket eden tüm kardeşlerimize duyurumuzdur. Vatan için bayrak için Erdoğan için silahlanın” dedi. Canpolat, önceki gün de “Erdoğan demek vatan demektir. Bayrak demektir. Erdoğan için ölür, Erdoğan için öldürürüz” diyerek, cinayet işlemeye hazır oldukarını açıkladı. Cumhuriyet gazetesinin bildirdiğine göre İstanbul Barosu eski başkanlarından avukat Turgut Kazan, Emin Canpolat’ın açıklamalarının suç olduğunu belirtti. Savcı ve yargıçları göreve çağıran Kazan, “Ancak maalesef izlemekle yetiniyorlar” dedi. Kazan “Bu yaklaşım, Türkiye’de insanların yaşam güvencesinin kalmadığını ortaya çıkarıyor. Bugünkü şartlarda yargıç ya da savcının da güvencesi yok. En büyük güç kim olarak görüyorlarsa herkes orada saf tutmaktadır. Bu da yargısal güvencenin ve demokrasinin olmadığını gösterir. Ortalama standartlarda bir hukuk devletinde bu durum kabul edilemez” diye konuştu.
Tartışma
Trackbacks/Pingbacks
Geri bildirim: AKUT başkanı Nasuh Mahruki: “Ben safkan Türk’üm. Bana Ermeni, Yahudi demelerinden rahatsız oldum” | KeHaber Medya Tarama - 25 Ekim 2016
Geri bildirim: Hitler Almanyasındaki SA’lara benzer “Aksilahlanma” ve Türk Yahudilerinin Son Büyük Göçü … | KeHaber Medya Tarama - 23 Ekim 2016